Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Gaziantep Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen Uluslararası İş Forumu (IBF), 2. Türk-Arap İş Zirvesi’nde, Gaziantep’in Arap ülkelerine uzanan önemli bir ticaret ve sanayi hattının merkezinde olduğunu, Arap ülkeleri ile ticarette adeta bir köprü vazifesi gördüğünü söyledi.
Gaziantep’in 10,3 milyar dolarlık ihracatının yüzde 40’ını oluşturan yaklaşık 4 milyar dolarını Arap ülkelerine gerçekleştirdiğini belirten Muş, “Bu ticaret rakamları düşük, bizim için yetersiz.” dedi.
Muş, Türkiye olarak, Arap ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesi için her türlü adımı atmaya istekli ve kararlı olduklarını ifade etti.
Birlikte daha güçlü olunduğunu vurgulayan Muş, “Tarihsel ve kültürel bağlarımız bizleri birbirimize yakınlaştırıyor, birlikte çalışmamızı kolaylaştırıyor. Bugün gerçekleştirdiğimiz etkinliğin ekonomik ve ticari ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesine katkı sağlayacağına eminim.” dedi.
Muş, 2021 yılı genelinde Türkiye ekonomisinin yüzde 11 büyürken, son 10 yılın en güçlü büyüme hızının yakalandığını hatırlattı.
Bu güçlü performansla Türkiye’nin 2021 yılında G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduğunu aktaran Muş, şu değerlendirmelerde bulundu:
Türk müteahhitler Arap ülkelerinde 167,6 milyar dolar değerinde proje üstlendi
Bakan Muş, yaklaşık 2,5 trilyon dolar gayrisafi yurt içi hasılaya, 436 milyon nüfusa sahip Arap dünyası ile ekonomik ilişkileri geliştirmek için daima pozitif bir yaklaşıma sahip olduklarını söyledi.
2021 yılında Arap ülkeleri ile ticaret hacminin bir önceki yıla göre yüzde 14,2’lik artışla 67,4 milyar dolara ulaştığını belirten Muş, dünyanın birçok coğrafyasında başarılı işlere imza atan Türk müteahhitlerinin, tüm dünyada bugüne kadar yaklaşık 458 milyar dolar değerinde 11 binin üzerinde proje üstlendiğini hatırlattı.
Muş, Arap ülkelerinde ise bu rakamın 167,6 milyar dolar değerinde yaklaşık 3 bin 500 proje olarak kayıtlarda yer aldığını aktardı.
Türk müteahhitlerinin yurt dışında üstlendiği projelerin yüzde 30’unun Arap ülkelerinde olduğuna işaret eden Muş, “Türk müteahhitlerinin Arap ülkelerinin kalkınmasına önemli katkı sağladığını bu rakamlar ifade ediyor. Buralarda birçok altyapı, üst yapı, sanayi tesisi, liman, enerji santralleri gibi yatırımların olduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Muş, salgınla birlikte tedarik zincirlerinde yaşanan değişimlerin Türkiye’yi daha da avantajlı ve daha etkili bir konuma getirdiğine dikkati çekti.
Ülkelerin tedarik zincirlerini yakın coğrafyadan sağlamak adına önemli değişiklikler ve güncellemeler yaptığını belirten Muş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesiştiği noktada küresel pazarlara erişim sağlayan konumuyla büyük pazarlar için uygun bir merkez konumundadır. Türkiye imalatçı bir ülke olma özelliğiyle tedarik zincirlerinin yakın coğrafyalardan elde edilmesine yönelik gayretler çerçevesinde önemli firmaların Türkiye’ye geldiğini ve tedariklerini buradan sağlamak için çeşitli müzakereler ve yatırımlara giriştiğini ifade etmeliyim. Bunun meyvelerini hemen bugün değil ama belli bir zaman içinde göreceğimize inanıyorum.”
Türkiye’nin stratejik konumu
Ticaret Bakanı Muş, Türkiye’nin 4 saatlik uçuş mesafesinde Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi ile Orta Asya’yı kapsayan toplam 1,3 milyarlık bir nüfusa ve 26 trilyon dolar değerinde bir pazara erişim sunması ile ayrıştığını belirtti.
Türkiye’nin stratejik konumunun, Tokyo’dan New York’a kadar 16 farklı saat dilimindeki pazarlara kolay ve aynı gün erişim olanağı sunduğunu ifade eden Muş, “Tüm bu özellikler Türkiye’yi yatırımlar için önemli bir merkez haline getirmektedir. Aynı zamanda Türkiye bir Gümrük Birliği ülkesidir.” dedi.
Muş, bu kapsamda, karşılıklı yatırımlar alanında Arap ülkeleri ile iş birliğinin daha fazla artırılabileceğini söyledi.
Bu noktada, Türkiye olarak Arap ülkeleriyle olan ekonomik ilişkilerde ortak çıkar, ortak fayda ilkesi ile hareket edildiğini aktaran Muş, sözlerini şöyle tamamladı:
Bugün bu salonda bulunan ve Türk ve Arap iş dünyasının bir araya gelerek yeni fırsatlar ve iş birliği alanlarını keşfediyor olması, ikili ticari ilişkilerimizin parlak geleceğine yönelik inancımızı daha da güçlendirmektedir. Bu vesileyle, etkinliğin hayırlara vesile olmasını diliyor, organizasyonun gerçekleştirilmesinde emeği geçen başta MÜSİAD ve Uluslararası İş Forumu olmak üzere tüm kuruluşlarımıza ve siz değerli katılımcılara teşekkür ediyorum.”