Numan Kurtulmuş: Suriyelilerin güvenli dönüşlerini destekliyoruz, kalmak isteyenin de başımızın üstünde yeri var

T24 Haber Merkezi

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Suriye’deki gelişmelerle ilgili, “Türkiye nasıl birinci anda o Esad’ın bombalarından, azaplarından, baskılarından, zulmünden kaçanlara kapılarını açık kapı siyasetiyle sürdürdüyse bundan sonra da tutumu aşikardır. Biz Suriyelilerin inançlı, istekli bir biçimde geri dönüşlerini temin etmek için her türlü dayanağı onlara veririz.” dedi.

Kurtulmuş, Türkiye’de kalmak isteyen Suriyelilere ait olarak da “Burada kalmak isteyenlere de başımızın üstünde yeri vardır” ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kanal 7 televizyonunda katıldığı programda gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.

“Sınır kapılarında o denli günler oldu ki on binlerce Suriyeli’nin Türkiye’ye giriş yaptığı günler oldu. Mesela Kilis üzere, Gaziantep üzere kentlerimiz kilisin nüfusundan daha fazla Suriyeli kilise geldi. Gaziantep’te 400-500 bin Suriyelinin olduğu devirler oldu. Yani hiçbir millet bu kadar büyük bir göçmen akımına göğüs geremezdi” diyen Kurtulmuş’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Biz işin gördüğümüz kısmı çok süratli oldu lakin çok süratli mı oldu derseniz, 61 yıllık bir Baas rejiminden bahsediyoruz. Yani halktaki yansılar bakımından artık bu kadar büyük bir birikmenin aşikâr bir noktaya geldiği ve patladığı bir periyoda girilmişti. O denli görünüyor ki artık bu Sednaya Hapishanesi, öteki sorunlar ortaya çıktıkça bizim bildiğimizden çok daha ağır bir baskının yapıldığı, büyük bir zulmün yaşandığı, çabucak hemen Suriye’deki neredeyse her ailenin bu zulümden üstüne hissesini aldığı, her toplum bölümüne, farklı toplum kısmına, Türklere, Türkmenlere, Araplara, Kürtlere, Dürzilere, herkese büyük bir baskı uygulandı ve bunun sonucu dayanılmaz bir noktaya işin geldiği çok aşikar.

Son süreçte hatırlarsanız, Sayın Cumhurbaşkanımızın Esad’a ‘Gelin bu işi konuşalım, görüşelim’. Yani zati bu 2013’lerde falan da gündeme gelmiş olan bir bahisti. Esad rejimi kendisini fevkalâde güçlü olduğuna hükmetti ve kendisi dışındaki aktörlerin de gereğince gücü olmadığını zannetti. Şayet bilhassa Türkiye’nin komşu olarak içtenlikle lisana getirmiş olduğu bir müzakere süreciyle tahminen bir geçiş devriyle Suriye’de barışın sağlanması mümkün olsaydı hem bu kadar çok kan dökülmeyecek hem de Esad’ın akıbeti bu kadar dokunaklı olmayacaktı tahminen.

“Hiçbir millet bu kadar büyük bir göçmen akımına göğüs geremezdi”

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir millet, milyonlarca insanın kardeşimiz, dostumuz, kültürel olarak çok müşterek noktamız olan bir halktan bahsediyoruz, fakat ne olursa olsun hudut kapılarında o denli günler oldu ki on binlerce Suriyeli’nin Türkiye’ye giriş yaptığı günler oldu. Mesela Kilis üzere, Gaziantep üzere kentlerimiz kilisin nüfusundan daha fazla Suriyeli kilise geldi. Gaziantep’te 400-500 bin Suriyelinin olduğu periyotlar oldu. Yani hiçbir millet bu kadar büyük bir göçmen akımına göğüs geremezdi.”

Kurtulmuş, “MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Emevi Cami’ndeki ve Heyet Tahrir Şam lideri Muhammed Colani ile Şam çeşidi yaptığı imgelerle ilgili “Türkiye ismine bayrak gösterme aksiyonu midir” sorusuna Kurtulmuş şu cevabı verdi:

“Türkiye dün 12 yıl ortadan sonra büyükelçilikte Türk bayrağını ortaya koyarak aslında göstermiş oldu. MİT Liderimizin Emevi Camii’nde namaz kılmış olması kıymetlidir. En az onun kadar kıymetli olan bir konu da şovların birçok yerinde Suriyelilerin Türk bayrağını açmış olmalarıdır.”

“Kalmak isteyenlerin başımızın üstünde yeri var”

Kurtulmuş şunları söyledi:

“Türkiye nasıl birinci anda o Esad’ın bombalarından, azaplarından, baskılarından, zulmünden kaçanlara kapılarını açık kapı siyasetiyle sürdürdüyse bundan sonra da tutumu muhakkaktır. Biz Suriyelilerin inançlı, istekli bir halde geri dönüşlerini temin etmek için her türlü takviyesi onlara veririz. Ancak burada kalmak isteyenlere de başımızın üstünde yeri vardır. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımızın ilk anda açıklamış olması da motamot açık kapı siyasetinde birinci anda gösterilen hal üzere değerlidir. Kalmak isteyen burada başımızın üstünde yer var lakin zati görüyorsunuz beşerler belirsizlik ortamında dönüyorlar, konutları yerinde mi değil mi bilmiyorlar, akrabaları kaldı mı kalmadı mı bilmiyorlar fakat sonuçta bülbülü altın kafese koymuşlar illa vatanım illa vatanım ve bu beşerler vatana dönmek için kendi vatanlarına dönmek için, yollara düştüler bile.”