Seyhan Akıncı – Kimi oyunlar bazen gözünüzü bile kırpmanıza izin vermez. Geçtiğimiz hafta Atatürk Kültür Merkezi’nde iki gösterimle seyirciyle buluşan Erzurum Devlet Tiyatrosu’nun hazırladığı “Sersemler Evi” bu oyunlardan biriydi. Şu anda ülkemizde sahnelenen tek mask tiyatrosu olan oyun; sözsüz olması ve oyuncuların maskeyle performans göstermesi açısından izleyiciyi de hikâyesine dahil ediyor. Her tiyatroseverin muhakkak deneyimlemesi gereken bir tecrübe olan mask tiyatrosunu “Sersemler Evi”nin yardımcı yönetmeni ve Erzurum Devlet Tiyatroları Müdürü Sezai Yılmaz ile konuştuk.
“Sersemler Evi”, Türkiye’nin tek mask tiyatrosu örneği… Mask tiyatrosunun farklı ve zorlu yanları nelerdir?
Evet, “Sersemler Evi” şu an Türkiye’nin tek mask tiyatrosu örneği. Bizi ayrıca mutlu eden konu, bu tek örneğin Anadolu’da bir şehirde oynanıyor olması. Oyuncu maskenin içine girdikten sonra maskedeki küçük deliklerle tüm oyunu takip etmek zorunda ve bu durum oyuncu için çok zorlayıcı bir durum. Oyunda söz kullanılmıyor ve bu beraberinde farklı zorluklar getiriyor. Oyuncunun en büyük silahı sözleridir. O sözleri oyuncunun elinden aldığınızda anlatım zorluğu yaşayabiliyoruz. Oyuncular hata yapmamak zorunda, söz olmadığı için oyuncu auftakt (giriş sözü) alamıyor bu da hatayı telafi etmenin güçlüğünü artırıyor. Bu nedenle oyuncuların tüm konsantrasyonlarıyla oyuna odaklanmalarını zaruri hâle geliyor. Maske tiyatrosunun en farklı özelliklerinden biri -ki bence oyuncuyu geliştiren en büyük özelliktir bu- oyuncunun egosunu elinden alması. Oyuncu bu nedenle sadece yaptığı işe odaklanır. Bu anlamda egosu yüksek oyuncular maskenin altına girmekten çekinirler. Maske, egosu yüksek oyuncuları bir şekilde sahnenin dışına iter. Maske, egosu yüksek oyuncuları kabullenmez ve bunu seyirciler de rahatlıkla fark edebilir. Bu da demek oluyor ki maske egoyu öldürür.
Oyuncular özel bir hazırlık süreci geçirdi mi? Uzun dakikalar boyunca maskeli bir şekilde sürekli hareket hâlindeler…
Böyle farklı tarzda oyun oynamak belirli bir süreç istiyor. Toby Wilsher ile uzun görüşmelerimizden sonra neler yapmamız gerektiğine karar verdik. Ben kendisiyle 2009’da yine Erzurum Devlet Tiyatrosu çatısında “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir” oyununda çalışmıştım. Az çok neler yapacağımızı biliyordum. Oyuncularla Toby gelmeden önce ön hazırlık yapmıştık. Toby geldikten sonra bir mask tiyatrosunun nasıl olması gerektiğini, sahneye çıktıktan sonra oyuncunun neler yapacağını ve maskeyi nasıl hissedebileceklerini oyundan önce aktardı. Atölye çalışmalarıyla tüm oyuncularımız bu konuda geliştirildi. Bu meşakkatli, zor ve zevkli hazırlıkların sonunda oyuncular selama çıkınca seyircimizin finaldeki mutlulukları oyuncularımızın bütün yorgunluklarını ve emeklerini karşılıyor.
Yeni sezonda “Sersemler Evi” yolculuğuna hem Erzurum da hem de başka sahnelerde devam edecek mi?
İstanbul’da AKM salonunda iki gösteri ile seyirci ile buluştuk. Gelen eleştiriler, tebrikler bizi gerçekten çok duygulandırdı, çok onurlandırdı. Yeni sezonda da yine Erzurum Devlet Tiyatrosu olarak “Sersemler Evi”ni hem Erzurum Devlet Tiyatrosu sahnesinde Erzurumlularla buluşturmayı hem de turne programı çerçevesinde Türkiye’nin dört bir yanına götürmeyi planlıyoruz.
“Bölge tiyatroları muhakkak tecrübe edilmeli”
Erzurum’da tiyatrodan bahsedelim biraz da… Nasıl bir tiyatro damarı var kentte ve bölgeye nasıl yansıyor Erzurum Devlet Tiyatrosu’nun varlığı?
Erzurum Devlet Tiyatrosu, 1997 yılında ilk yerleşik tiyatro hâline geçtikten sonra sadece seyircinin değil şehrin sanat anlamında gözbebeği oldu. Aslında şehrin değil bölgenin nabzını sanat özellikle de tiyatro anlamında tutan bir kurum. Bu yıl Erzurum Devlet Tiyatrosu’nun 25. yılını kutlayacağız. “Sersemler Evi”, 25 yıldaki 100. oyun. Bu da demek oluyor ki ortalama her yıl dört oyunla seyircimizin karşısına çıktık. Seyircimizin gönlünü fethettik. Erzurum Devlet Tiyatrosu ailesi olarak yaptığımız işlerle bunu kanıtladık. Yani iyi bir iş yapıyorsanız nerede olduğunuzun hiçbir önemi yok. Bizler Erzurum Devlet Tiyatrosu çatısı altında Erzurum’da bu oyunumuzu çıkardık ve şu an tüm Türkiye bizi merak ediyor. Oyuncu arkadaşlarım kendilerini geliştirmek istiyorlarsa bölge tiyatrolarını muhakkak tecrübe etmeleri gerekiyor. Unutmayalım ki şu an hayranlıkla izlediğimiz birçok oyuncu buralardan yetişti ve yetişmeye devam ediyor.