Fransız muharrir ve editör Patrick Pasin, 10 yıldır sürdürdüğü vazifesini 1 Ekim’de devreden Stoltenberg hakkında 27 Eylül’de Brüksel Mahkemesinde dava açtı.
“Ukrayna’daki Savaş: Batı’nın Cezai Sorumluluğu-Krizi Durdurmak İçin Seçeneklerimiz” kitabının muharriri Pasin, Stoltenberg’i, savaşı önlemeyi amaçlayan diplomatik eforları baltalamak, Belçika da dahil NATO ülkelerinin güvenliğini tehlikeye atmak, barışa karşı cürüm işlemek, geniş bir insan topluluğunun ömrüne ve sıhhatine ziyan vermekle suçluyor.
Pasin, AA muhabirine, davanın temel emelinin, Stoltenberg’in, Ukrayna’daki savaşı tedbire gücüne sahipken bunu yapmaktan kaçındığını, Birleşmiş Milletler Kaidesi, NATO Kuralı ile NATO’nun temel ögelerinden dürüstlük siyasetini ihlal ettiğini ve Belçika Ceza Kanunu kapsamındaki düşmanca hareketlere katkıda bulunduğunu kanıtlamak olduğunu anlattı.
“Davayı vazifeden ayrılmasından evvel açmak istedim, onun görmesini istedim.” diyen Pasin, şöyle devam etti:
“Savaşın sonuçlarını görüyoruz. Enflasyon, yoksulluk, artan borçlanma. Bütün bir kıta ölçeğinde hayatlarımızın, çocuklarımızın hayatlarının mahvolmasını kabul edemeyiz. Avrupa’da aslında iki dünya savaşı oldu. Bu yüzden ana gaye, barış. Zira görüyoruz ki şu an için bir tahlil yok. Giderek daha fazla Ukraynalı öldürülüyor. Ruslar da öldürülüyor. Rus askerleri de öldürülüyor. Daha ne kadar sürecek?”
Pasin, “(Stoltenberg) Ukrayna’da savaşı önleyebilecekken, körükledi.” sözünü kullandı.
Savaştan evvel Rusya-ABD-NATO ortasındaki müzakerelere değinen Pasin, 2021’in sonunda Rusya’nın ABD ve NATO’ya sunduğu, İttifak’ın doğuya genişlemesinden ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinin NATO’ya alınmasından vazgeçilmesine yönelik güvenlik taahhütlerini içeren tekliflerle ilgili, Ocak 2022’nin ortalarına kadar yapılan görüşmelerden sonuç çıkmadığını anımsattı.
Pasin, Stoltenberg’in 19 Ocak’ta Alman Der Spiegel’e yaptığı bir açıklamada, NATO’nun hiçbir vakit Rusya’ya tekliflerde yer alan mevzuda garanti vermediğini tez ettiğini fakat bunun bir “yalan” olduğunu söyledi.
ABD’nin, 9 Şubat 1990’da Rusya’ya NATO’nun Doğu Almanya’nın doğusuna genişlemeyeceği kelamını verdiğini, birebir kelamın 17 Mayıs 1990’da devrin NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner tarafından Brüksel’deki bir konuşmasında lisana getirildiğini savunan Pasin, Stoltenberg’in dürüstlük unsuruna muhalif davrandığını öne sürdü.
Pasin, Stoltenberg’in, savaşın başladığı 24 Şubat’a kadar, 1990’da verilen bu kelamı dahilinde tansiyonu düşürme imkanı olduğunu fakat bunu yapmamayı seçtiğini sav etti.
“TARAFSIZ BİR ÜLKEYE GEREKSİNİMİMİZ VAR VE TÜRKİYE BUNUN İÇİN EN İYİSİYDİ”
Pasin, Rusya ile Ukrayna ortasında Mart 2022’de İstanbul’da yapılan müzakerelere değinerek, “İki taraf da bir barış muahedesi imzalamaya yakındı. Herkes üzere ben de Türkiye’nin bu barış rolünü oynamasından mutluydum ki bu çok değerliydi.” diye konuştu.
Belarus’un barış görüşmeleri için gerçek bir aktör olmayacağını belirten Pasin, “Tarafsız bir ülkeye muhtaçlığımız var ve Türkiye sahiden de bunun için en uygunuydu. Zira Türkiye’nin hem Ukrayna ile muahedeleri olduğunu biliyoruz, Ukrayna’ya insansız hava araçları teslim ediyor hem de Rusya ile muahedeler var ve Cumhurbaşkanınız (Recep Tayyip Erdoğan) ile (Rusya Devlet Lider Vladimir) Putin ortasında yakın bir bağlantı var.” değerlendirmesinde bulundu.
Pasin, şunları kaydetti:
“O vakitler İngiltere Başbakanı olan Boris Johnson’ın Kiev’e gidip, ‘Hayır, bunu imzalamayacaksın.’ dediğini biliyoruz. Bu barıştan kelam edilen son seferdi. Artık kimse barıştan bahsetmiyor. Unutulmuş bir söz üzere görünüyor. Lakin o vakitler, Türkiye’deki müzakerelerin başarısız olduğunu gördüğümde, ‘Ukrayna’daki Savaş: Batı’nın Cezai Sorumluluğu-Krizi Durdurmak İçin Seçeneklerimiz’ kitabını yazdım.”