ABD’nin Tayvan’ı zirveye davet etmesi, Çin’in tepkisini çekti. Tayvan’ı kendi toprağı olarak gören Pekin yönetimi, egemenlik ihtilafı yaşadığı ülkenin ABD’nin düzenlediği demokrasi zirvesine çağırılmasını eleştirdi. Devlet Konseyi Tayvan İlişkileri Ofisi Sözcüsü Cı Fınglien, yaptığı açıklamada, Washington yönetiminin açıkladığı katılımcı listesinde Tayvan’ın yer almasını “hata” olarak niteleyerek, “ABD ile Ada arasındaki her türlü resmi temas biçimine karşı çıkıyoruz.” dedi. Sözcü Cı, ABD hükümetini “tek Çin” ilkesine bağlı kalmaya ve Çin ile ABD arasında diplomatik ilişkilerin temelini oluşturan Üç Ortak Bildiri’deki taahhütlerine uymaya çağırdı. Çin ile ihtilaflı Ada’daki hükümetin ABD Başkanı Joe Biden’ın ev sahipliğinde 9-10 Aralık’ta çevrim içi düzenlenmesi planlanan “Demokrasi Zirvesi”ne davet edildiği dün doğrulanmıştı. Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yayınladığı 110 kişilik davetli listesinde “Tayvan” adına yer verilmişti. Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti. Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti. Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın fiili bağımsızlığının hukuki bir statü kazanmasına, Tayvan hükümetinin dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.