Bingöl’ün Yedisu ilçesinde yaşayan ‘Kırmızılı kadın’ olarak bilinen 77 yaşındaki Nafiye Caz, çocukken rüyasında gördüğü sakallı dedenin ‘Ölene kadar kırmızı giy’ demesiyle 67 yıldır kırmızı renk kıyafetler giyiyor. 1 çocuğu, 23 torunu bulunan Caz’ın 10 yaşındayken gördüğü rüyadan çok etkilendi. O günden bu yana yaşamı kırmızıyla renklenen Caz, kazağından çorabına, eteğinden ayakkabısına kadar giysilerinde kırmızıdan vazgeçmiyor. Kırmızı giysilerin hayatının vazgeçilmezi olduğunu belirten Caz, “Rüyamda bir sakallı dede bana ‘Kırmızı kıyafetleri ölene kadar giy.’ dedi. Ben de onun dediğini yaptım ve giydim. Kendimi bildim bileli kırmızı. Dedem de bana kırmızı kıyafetler getirirdi. Hastanede ameliyat olduğumda ‘kırmızı önlük giydirin, ondan sonra ameliyat olurum’ dedim. Kırmızı önlük giydirdiler. Kırmızı hayatımın bir parçası oldu. Öldüğümde de kefenim kırmızı olsun, dedim.” ifadelerini kullandı. 
Caz, kendisini kırmızılar içerisinde görenlerin şaşırdığını anlatarak, “Yedisu’da bir delikanlı bana baktı ve elini cebine koydu. ‘Ne yapıyorsun?’ dedim. O da, ‘Dünyayı gezdim ama senin gibi kadın görmedim.’ dedi. Telefonla fotoğrafımı çekmek istedi. Avusturya’daki kızım, kırmızı kıyafetler gönderiyor bana.” dedi. Bir oğlunun, yaşadıkları köyün muhtarı olduğunu dile getiren Caz, tüm çocuklarını evlendirdiğini, evde eşiyle yaşadıklarını, kolundan ameliyat geçirdiği için eşinin ev işlerinde kendisine destek olduğunu aktardı. Caz, düğününde de gelinlik giymediğini, kırmızı kıyafet giydiğini belirtti. Eşi Hikmet Caz ise “Kırmızı seviyor, ben de ona sürekli kırmızı elbise, ayakkabı, çorap alıyorum. Ben de kırmızı seviyorum. Kırmızı Türk bayrağının rengidir.” 
“Avusturya’ya kızımızın yanına gidecektik. Pasaport çıkaracaktık. Polis eşime, ‘Teyze sen niye kırmızı giyiyorsun?’ diye sordu. Eşim de ‘Ben Türk bayrağıyım.’ dedi. Hemen pasaport verdiler.” 55 yıldır evli olduklarını belirten Caz, “El ele verdik. Saygı ve sevgi olmasaydı böyle kalamazdık. Bazen ben kızıyorum, o ses etmiyor, o kızdığında da ben ses etmiyorum. Böyle geçip gidiyor.” şeklinde konuştu. 
Caz, kendisini kırmızılar içerisinde görenlerin şaşırdığını anlatarak, “Yedisu’da bir delikanlı bana baktı ve elini cebine koydu. ‘Ne yapıyorsun?’ dedim. O da, ‘Dünyayı gezdim ama senin gibi kadın görmedim.’ dedi. Telefonla fotoğrafımı çekmek istedi. Avusturya’daki kızım, kırmızı kıyafetler gönderiyor bana.” dedi. Bir oğlunun, yaşadıkları köyün muhtarı olduğunu dile getiren Caz, tüm çocuklarını evlendirdiğini, evde eşiyle yaşadıklarını, kolundan ameliyat geçirdiği için eşinin ev işlerinde kendisine destek olduğunu aktardı. Caz, düğününde de gelinlik giymediğini, kırmızı kıyafet giydiğini belirtti. Eşi Hikmet Caz ise “Kırmızı seviyor, ben de ona sürekli kırmızı elbise, ayakkabı, çorap alıyorum. Ben de kırmızı seviyorum. Kırmızı Türk bayrağının rengidir.” “Avusturya’ya kızımızın yanına gidecektik. Pasaport çıkaracaktık. Polis eşime, ‘Teyze sen niye kırmızı giyiyorsun?’ diye sordu. Eşim de ‘Ben Türk bayrağıyım.’ dedi. Hemen pasaport verdiler.” 55 yıldır evli olduklarını belirten Caz, “El ele verdik. Saygı ve sevgi olmasaydı böyle kalamazdık. Bazen ben kızıyorum, o ses etmiyor, o kızdığında da ben ses etmiyorum. Böyle geçip gidiyor.” şeklinde konuştu.