Barış Vakfı: 2025 silahlara, öatışmaya veda, barışa merhaba yılı olsun

Barış Vakfı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısı ve Abdullak Öcalan ile yapılan görüşmenin akabinde resmen başlayan “yeni tahlil süreci”ne dair açıklama yaptı.  Yönetim Kurulu ismine Vakıf Lideri Hakan Tahmaz tarafından yapılan açıklamada “2025 silahlara, çatışmaya veda, barışa merhaba yılı olsun” denildi.

Öcalan ile yapılan görüşme ve açıklamanın akabinde “Yarım yüzyıla varan, Türkiye’nin ayağına vurulmuş siyasi, toplumsal ve iktisadi prangadan kurtulmak için yeni umutlar doğdu,” denilen açıklamada içinde bulunduğumuz sürecin 2013-2015 üzere bir tahlil süreci değil, Suriye’deki çatışmanın sonlandırılması süreci olduğuna da dikkat çekildi.

“Yeni umutlar doğdu”

Vakıf tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle:

“2025 yılına girerken barış ismine umutlarımızı yeşertecek gelişmelere şahit olduk:

Ekim 2024’te MHP lideri Devlet Bahçeli, DEM Partililerin sıralarına gidip onlarla tokalaştı.

Bahçeli’nin ‘dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım’ manasındaki kelamlarını takip eden hükümet ve Bahçeli’nin çeşitli açıklamaları yeni bir sürecin başlangıcının işaretleri oldu. 

En son 28 Aralık 2024 tarihinde DEM Partili milletvekillerinin PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerinden ortaya çıkan sekiz unsurluk bilgi notunun kamuoyu ile paylaşılması, yeni bir devrin başladığının ilanı oldu: Yarım yüzyıla varan, Türkiye’nin ayağına vurulmuş siyasi, toplumsal ve iktisadi prangadan kurtulmak için yeni umutlar doğdu.

“İçinde bulunduğumuz süreç 2013-2015 üzere bir tahlil süreci değil”

Dünyadaki gibisi tahlil süreçlerinden farklı olarak, Türkiye’ninkilerden çok değişik ve tıpkı vakitte çok sayıda memleketler arası aktörün hususa dâhil olduğunun, hasebiyle ilerleme sağlamanın kolay olmayabileceğinin farkındayız.

Ancak ülkede ve bölgede gündem süratle değişiyor. Suriye’de Baas rejimi 13 yıl süren iç savaş sonrası beklenmedik bir anda 12 günde yıkılıverdi. Suriye, küllerinden tekrar doğma sancıları çekmekte; geleceğe yönelik planlar, programlar tasarlamakta.

Türkiye ise karanlıkta el yordamıyla; silaha, çatışmaya son verecek bir yolu, Suriye’nin tekrar inşasıyla harmanlaaya çalışıyor.

İçinde bulunduğumuz süreç 2013-2015 üzere bir tahlil süreci değil, Suriye’deki çatışmanın sonlandırılması süreci. Ancak bu süreç, olumlu gelişmelere yer hazırlayabilir. Türkiye’de de barışın gelişmesinin önünü açabilir.

Çatışmanın sonlandırılmasına yönelik bu uğraşların, Suriye üzere her an istikrarsızlaşabilecek bir tabanda eser verebilmesi, kararlı olmayı ve süratli hareket etmeyi gerektirir.

Barışa dair her fırsatı olumlu kıymetlendirmemiz, karşımıza çıkabilecek her türlü pürüze, aksiliğe ve çatışma eksenli tavra karşı direnmemiz gerekir.

“Her cins huzur fırsatını pahalandırmak zorundayız”

Barış umudunun, barış ihtimalinin önüne hiçbir telaşın, hiçbir hayal kırıklığının geçmesine müsaade vermeden, gelişmeleri sağduyuyla pahalandırmak ve ülkemiz, büyük felaketler yaşamış bölgemiz, halklarımız için her tıp huzur fırsatını pahalandırmak zorundayız.

2025 yılına girerken Türkiye kendisine yeni bir yol açma arayışında. Barış arayışı dikenli bir yoldur; hisler, süreç içinde yaşanmış kayıplar, acılar gözardı edilebilir mi? Ama daha farklı bir geleceği hedefleyen barış arayışının önünün açılma ihtimalini inanıyoruz ki hayatı savunan, vicdan sahibi her kesim ihtimamla korumak, beslemek, güçlendirmek isteyecektir.

Bunu parlamento, partiler, sivil toplum örgütleri, akademi, toplumsal sıkıntılara hassas ve barış isteyen insanları ve kısımları birlikte başarabiliriz.

2025 yılını, bölgede ve ülkemizde diyalog ve müzakere tabanlarını çoğalttığımız ve barış için büyük bir sinerji oluşturduğumuz yıl yapalım.

2025’i silahlara, çatışmalara veda edilen, demokratik tabanlar güçlenen, ileriki yıllarda ‘Ülkemizde, bölgemizde ve tüm dünyada barışa geçiş yılı’ kılalım.”