Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü ve yazarı Ali Karahasanoğlu, bugünkü Konya’da kardiyoloji uzmanı Dr. Ekrem Karakaya‘nın vazife yaptığı hastanede silahlı atakta ömrünü yitirmesinin akabinde TTB’nin grev kararı almasını ve Hacettepe Tıp Fakültesi mezuniyetinde öğrencinin konuşmasını engellemeye çalışan dekanın yuhalamasını eleştirdi.
“Sağlık çalışanları grev yaparsa, şiddet haklı olur” demediğini yazan Karahasanoğlu, “İki gün hastalara bakmadığınızda, doktora yönelik şiddeti önlemiş mi oluyorsunuz, yoksa alevlendirmiş mi oluyorsunuz?
O iki gün boyunca hastasını muayene etmeyen tabiplere karşı, insanları tahrik mi ediyorsunuz? Yoksa, insanlara “Bundan sonra, sıhhat çalışanlarına asla şiddet uygulanmamalı” şuurunu aşılamış mı oluyorsunuz? TTB başı, hiç kusura bakmasın.. Grevler, sıhhat çalışanlarına saldırıyı azaltmaz, tam bilakis tahrik eder…” diye yazdı.
Şiddet gören sıhhat çalışanlarının haklarını mahkemede araması gerektiği yazan Karasanoğlu, Hacettepe Tıp Fakültesi mezuniyetinde öğrencinin konuşmasını engellemeye çalışan dekanın yuhalamasının da “şiddet” olduğunu savundu.
Hacettepe Tıp Fakültesi’nde mezuniyet merasiminin medyadaki yer alış formunu de eleştiren Karahasanoğlu, “Hocasına yuh çeken, yarın kurşun da sıkar” başlıklı yazısına özetle şöyle devam etti:
“Bugün “Yuh çeken” yeni mezunlar, yarın biraz koltuklarına yerleştiklerinde, bu şiddeti katlamazlar mı?
Ve daha da dokunaklısı..
Bu rezil olayın, bu küstahlığın.. Bu saygısızlığın.. Bu şiddetin.. Medyada yer alış hali..
Cumhuriyet gazetesi küçük bir başlıkla da olsa, “Dekana tek başına direndi” başlığı ile, şiddeti yasallaştırmaya çalışmış..
Bir fakültenin mezuniyet merasimini, öğrenci mi belirleyecek, yoksa dekan mı?
Konya’daki cinayete dönersek, “Anjiyoda ne yapılması gerektiğini, tabip mu belirleyecek, yoksa, hastanın güvenlik vazifelisi oğlu mu?”
İşlerimizi birbirine karıştırırsak..
Hele hele..
Siyasi saiklerle, işimize geldiği üzere, kimi vakit şiddeti tahrik edip, kimi vakit da şiddeti kınarsak.. Şiddette karşı çıkıyormuşuz üzere yapıp, şiddeti çoğaltacak aksiyonlara imza atarsak..
Dürüst hareket etmiş olmayız..”