Ankara’da polis baskınlarıyla gündeme gelen Somali restoranının işletmecilerinden Muhammed İsa Abdullah için hudut dışı kararı verildi.
Somali asıllı işletmeciler Mesaret Karakaya ve Muhammed İsa Abdullah (Euronews)
Somali asıllı işletmecilerin Ankara Kızılay’daki restoranı bir müddettir polis baskısı savlarıyla gündemdeydi.
Polis baskısı nedeniyle tekraren isim değişikliği yapan işletme, haziran ayında “SAAB” ismi ile açılmak istenmiş lakin ortaya bu imgeler çıkmıştı. ????
Açılışa katılan DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu ile polis ortasında ‘ırkçılık’ tartışması da yaşanmıştı. ????
????
???? Geçtiğimiz haftalarda Euronews Türkçe’ye konuşan işletme sahipleri, kontrollerin artık bir “baskı” niteliği taşıdığını belirterek “pes etme noktasında” olduklarını söylemişti.
Euronews’ün edindiği bilgiye nazaran işletmecilerden Muhammed İsa Abdullah için hudut dışı kararı çıktı. HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da Twitter hesabından hudut dışı kararını duyurdu. ????
“Yarın başıma ne gelecek hiç bilmiyorum”
Eski ismiyle ‘Somali Sofrası’ isimli yerde çalışan bir garson.
Euronews Türkçe, 10 yıldır Türkiye’de yaşayan işletmecilerle ilgili kısa bir mühlet evvel röportaj yapmış ve aşağıda okuyacağınız bu haberi hazırlamıştı:
Muhammed İsa Abdullah eğitim hayatının büyük bir kısmını Türkiye’de tamamlamış ve dört yıldır ticaret ile uğraşıyor. Yasal olarak tüm sorumluluklarını yerini getirdiğini söyleyerek kelamlarına başlayan Abdullah, geçtiğimiz yılın Ağustos ayından beri işletmesini kapatması için ‘yoğun baskılara’ maruz kaldıklarını söz ediyor.
Emniyet mensuplarının uygulamalarına dair yasal desteğin kendilerine gösterilmediğinin altını çizen Abdullah, lokantasına gelen müşterilerin gözaltına alındığını, karakolda bir iki saat bekletilerek özgür bırakıldıklarını, Somalilere ilişkin öteki iş yerlerinin bu baskılar sonucu kapandığını ve iş yerlerinin Türkçe isimlerinin değiştirilmeye çalışıldığını anlatıyor.
Abdullah, “Somali Sofrası diye bir yerimiz vardı. Polis, Somali Sofrası yabancı bir isim dediği için değiştirmek zorunda kaldık. Halbuki Somali Sofrası Türkçe ve diğer bir Türkçesi yok, yoksa biz mi bilmiyoruz!” diyerek reaksiyonunu ortaya koyuyor.
Emniyetin yaptığı uygulamalar nedeniyle iş yerini kapatmak zorunda kalan bir çok Somalili esnafın olduğunu belirten Abdullah, işletme sahiplerinin iflasa sürüklendiğinden ve yurt dışına gitmek zorunda kaldığından bahsediyor.
Komşu işletmelerin, belediye ve maliyeyle hiç bir sorun yaşamadığından kelam eden Abdullah, Ankara’da Kızılay’da rahatça gezemediğine ve gözaltına alınma korkusunu ebediyen yaşadığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Yarın başıma ne gelecek hiç bilmiyorum.”
Abdullah, Emniyetin Somali lokantası önünde bir takım otosu sabitlediğini ve polis memurunun gelen müşterilere, “Burası kapalı” diyerek lokantaya girişlerini engellediklerini anlatıyor.
Lokantanın mülk sahibinin de baskılara maruz kaldığına dikkat çeken Abdullah, “Bizim mülk sahiplerimiz arandı. Hiç bir yasal desteği olmadan bizim çıkartılmamız istenmiş” diyor: “Ben vergimi ödüyorum. İşletmenin ruhsatı var. Kira kontratım devam ediyor.”
“Pes etme noktasına geldim”
Somali asıllı Türk vatandaşı Mesaret Karakaya 10 yıldır Türkiye’de yaşıyor ve Türkçeyi epey âlâ konuşuyor
Somali lokantasının işletme sahiplerinden Somali asıllı Türk vatandaşı Mesaret Karakaya, 2012 yılından beri Türkiye’ye yaşıyor.
Karakaya, işletmesinin daima polis memurlarınca basıldığını ve “işletmenin kapatılmasının” istendiğini lisana getiriyor, ‘Pes etme noktasına geldim” diyor.
İşletmenin tabelasının yine asılmasına dair yapılan açılışta yaşananlara değinen Karakaya, “Tabelanın renklerinden ötürü olduğunu söylüyorlar. O rengi biz berbat bir hedeften değil, Afrika mutfağı olduğu için Afrika’yı yansıtan renkleri kullandık.” diye açıklıyor.
Denetim sonrasında tabelanın beyaz renge boyandığını söz eden Karakaya, Somali ve Etiyopya bayraklarını göstererek işletme tabelasının bu bayrak renklerinden esinlenerek tasarlandığını belirtiyor.
“Tek dermanım Cumhurbaşkanı kaldı”
Türkiye’de yaşamak için artık “kararsız” olduğunu söyleyen Karakaya, “Çalışamıyorsam, işletmeyi kapatacağım ve gideceğim Türkiye’den” diyor
Karakaya, “Çok çabaladık, devlete sesimizi duyurmaya çalıştık lakin o da olmuyormuş” diyerek ekliyor:
“Bu dükkan çalışsın diyorlarsa devlet bize yardım etsin. Tek kalan dermanım Cumhurbaşkanı, ona sesleniyorum. Bu uygulama hangi hatadan ötürü yapılıyor. Kabahatimiz varsa işletmeyi kapatmayı kabul ediyorum. Bizim hatamızı söylesinler”
Uygulamanın “ırkçı” olduğuna yönelik tartışmalara açıklık getiren Karakaya, polis memurlarının “siyahileri buralarda istemiyoruz” dediğini vurgulayarak, uygulama sonucunda renginden ötürü bu düşünceyi yaşadığını düşündüğünü tabir ediyor.
Somali lokantasında yaşananların toplumsal medyaya yansımasından sonra vatandaşların “daha çok” gelmeye başladığını belirten Karakaya, yaşanan olaylara ise hala mana veremediğini belirtiyor.
Esnaf: Somalili müşterilerim sayesinde ayakta kaldım
Afro Kuaför sahibi Oğuz Keklikçi Türk olmasına karşın müşterilerinin çoğunluğunun Afrikalı olması nedeniyle polisin baskılarına maruz kaldığını söz ediyor.
Görüntü vermek istemeyen lokantaya yakın işletme sahipleri ise öteki bir duruma dikkat çekti. İsmini vermek istemeyen Türk işletmeci, pandemi müddetince Somalili müşterileri sayesinde ayakta kaldığını söz etti. Somalili aileleri vakitle tanıdıklarını söyleyen işletmeci, etrafa ziyanı olmayan ve ülkeye döviz girişi yaparak katkı sunan bu insanlara yapılanları ‘onaylamadığını’ tabir etti.
İşletme sahibi, DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu’na yapılanları gördüğünü ve kendini inançta hissetmediği için kimlik bilgilerini bu yüzden paylaşmadığının da altını çizdi.
Somali lokantası ile tıpkı binada faaliyet gösteren Afro Kuaför sahibi Oğuz Keklikçi de emsal uygulamalara maruz kalmış.
Türk vatandaşı işletme sahibi, işletmesinin isminden ötürü emniyetin “yoğun” kontrolüne maruz kaldığını ve müşterilerine kimlik denetimi yapılarak gözaltı süreci uygulandığını belirtiyor.