İngiltere’nin protokol değişikliği adımına AB’den tepki

Tasarı, Birleşik Krallık’ı oluşturan İngiltere, Galler ve İskoçya’dan Kuzey İrlanda’ya giden malların gümrüğe tabi tutulması zorunluğunu büyük ölçüde kaldırıyor. Metne göre, Kuzey İrlanda’da kalacak mallar, gümrük kontrolüne gerek duyulmadan “yeşil şerit” üzerinden taşınabilecek. Ancak İrlanda Cumhuriyeti dolayısıyla AB’ye gidecek mallar ise “kırmızı şerit” uygulamasıyla gümrüğe tabi tutulacak.

Kuzey İrlanda’daki işletmeler, AB veya İngiltere regülasyonlarından birini seçebilecek. Dolayısıyla AB regülasyonlarınca uygun görülmeyen mallar da Kuzey İrlanda’da satılabilecek. Ayrıca, anlaşmazlık durumunda artık Avrupa Adalet Divanı değil İngiliz mahkemeleri son sözü söyleyecek.

Toprak bütünlüğü savunması

İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, konuya ilişkin açıklamasında, düzenlemenin hem bölgede savaşı sona erdiren Belfast (Hayırlı Cuma) Anlaşması’nı hem de Kuzey İrlanda’daki siyasi istikrarı destekleyeceğini savundu. Tasarının Kuzey İrlanda halkının Birleşik Krallık’ın geri kalanından farklı muamele görmesi gibi savunulamaz duruma son vereceğini kaydeden Truss, İngiliz mahkemelerinin üstünlüğü ile ülkenin toprak bütünlüğünün de korunacağını belirtti. AB’yle müzakerelere açık olduklarını ifade eden Dışişleri Bakanı, ancak Brüksel’in buna istekli olmadığını savundu. Truss, “Kuzey İrlanda’daki ciddi durum, durumun kötüleşmesine müsaade edemeyeceğimiz anlamına geliyor” dedi.

İngiliz basını, tasarının yasalaşmasının bir seneyi bulabileceği, hükümetin amacının AB’yi değişikliği kabul etmeye zorlamak olduğunu yazdı.

AB’den sert tepki: Gerçekçi değil

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic, İngiltere’de hükümetin Brexit ayrılık anlaşmasının parçası olan Kuzey İrlanda Protokolü’nü tek taraflı değiştirmeyi öngören yasa tasarısını parlamentoya sunmasının ardından açıklamalarda bulundu. AB’nin Birleşik Krallık ile olumlu ve istikrarlı bir ilişkiye sahip olmak istediğine işaret eden Sefcovic, “Bu ilişki, birbirimize verdiğimiz yasal olarak bağlayıcı taahhütlere tam saygıya dayanmalıdır” ifadesini kullandı.

Sefcovic, iki tarafın ayrılık anlaşması ve ticaret anlaşmasını müzakere ettiğini, üzerinde anlaştığını ve onayladığını anımsatarak, bu anlaşmalardaki yükümlülüklerin tam anlamıyla yerine getirilmesinin önemine dikkati çekti. Kuzey İrlanda Protokolü’nün Brexit Ayrılık Anlaşması’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Sefcovic, bunun Hayırlı Cuma Anlaşması’nı bütün boyutlarıyla koruduğunu, İrlanda Adası’nda fiziki sınır uygulanmasını önlediğini ve AB pazarının bütünlüğünü muhafaza ettiğini ifade etti. Sefcovic, protokolün Brexit’in ortaya çıkardığı zorluklara karşı Kuzey İrlanda’daki barış sürecini ve kazanımları korumak için ortaklaşa bulunabilen tek çözüm olduğunu anımsattı. Kuzey İrlanda’daki hassas dengeye uygun bir alternatif çözüm bulunamadığını hatırlatan Sefcovic, “Protokolü yeniden müzakere etmek gerçekçi değil” değerlendirmesinde bulundu.

Sefcovic, “Herhangi bir yeniden müzakere Kuzey İrlanda’daki insanlar ve işletmeler için daha fazla yasal belirsizliği beraberinde getirecektir. Bu nedenlerle, AB, protokolü yeniden müzakere etmeyecek” ifadesini kullandı.

‘Karşılıklı güvene zarar veriyor’

AB’nin sürecin en başından beri protokolün uygulanmasındaki pratik zorluklara anlayış gösterdiğini savunan Sefcovic, AB’nin İngiltere ile Kuzey İrlanda arasındaki ürünlerin hareketini kolaylaştırmak için geniş kapsamlı düzenlemeler ortaya koyduğunu anlattı. Sefcovic, AB tarafının çözüm önerilerinin değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, “Yalnızca ortak çözümler, Kuzey İrlanda’daki insanların ve işletmelerin hak ettiği yasal kesinliği sağlayabilir” diye konuştu.

İngiliz hükümetinin protokolün temel unsurlarını ortadan kaldıran tasarı hazırlamasını endişeyle karşıladıklarını belirten Sefcovic, “Tek taraflı eylem karşılıklı güvene zarar veriyor” ifadesini kullandı. Sefcovic, protokolün özellikle Kuzey İrlanda ürünlerinin AB pazarına erişimini sağladığını, İngiltere hükümetinin yaklaşımının söz konusu erişimi riske attığını bildirdi.

İngiltere’nin tek taraflı eylemine orantılı tepki vereceklerini kaydeden Sefcovic, AB Komisyonunun İngiltere hükümetine karşı başlatmış olduğu hukuku ihlal sürecini devam ettirmeyi değerlendireceğini, ayrıca protokolün ihlalinin AB açısından ortaya çıkardığı riskler nedeniyle yeni hukuki süreçler başlatmayı değerlendireceklerini kaydetti. Sefcovic, Brexit Ayrılık Anlaşması’nın tamamlanmasının, Ticaret ve İşbirliği Anlaşması müzakeresi için bir ön koşul olduğunu hatırlattı.

Kuzey İrlanda Protokolü

Brexit anlaşmasının bir parçası olan protokol, Birleşik Krallık’ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor. Protokole göre, Brexit’e rağmen Kuzey İrlanda, AB’nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık’ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.

Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere’yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da İngiltere hükümeti uzun süredir değişiklik talep ediyor.

Ayrıca, Kuzey İrlanda’da İngiltere’yle birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP) de protokolün iptal edilmesini ya da en azından değiştirilmesini istiyor. Parti, Londra’ya baskı yapabilmek için mayıs ayındaki yerel seçimler sonrası Kuzey İrlanda’da yeni yönetimin oluşturulmasını engelliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir