Yeni Şafak yazarı Ahmet Ünlü, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik ile belediyelerde sınavsız atamaların önüne geçilmesi için önemli kriterler getirildiğini hatırlatarak Sayıştay’ın sınavsız atamalara yaklaşımını değerlendirdi.
Ünlü, bir belediyede, belediye başkan yardımcısı kadrosunda 7 ay görev yaptıktan sonra şef kadrosuna ataması yapılan personel ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan “ En az iki yıllık yüksekokul mezunu olma şartını taşıması halinde sınavsız, genel hükümlere göre şef kadrosuna atanabilmesi hususunun Başkanlığınızın takdirinde bulunduğu” değerlendirilmesinin yapıldığını yazdı.
Bir süre sonra ataması yapılan kişinin şef kadrosundan sınavsız olarak müdür kadrolarına atanması da gerçekleştirileceği yazan Ünlü, “Maalesef belediyeler, personel yönetiminde kurallara en az riayet edilen kurumlardır” diye yazdı.
Sayıştay raporlarında, eşitlik, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atama yapılması gereken şube müdürlüğü kadrolarına, bu ilkeler gözetilmeksizin ve mevzuatında belirlenen şartlar dikkate alınmaksızın atamalar gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini yazan Ünlü, şöyle devam etti:
Bu bağlamda mevzuat hükümlerine göre asıl olan memurun eşitlik ve liyakat esasları doğrultusunda objektif kriterler dahilinde görevinde yükselebilmesi süreci işletilmesi gerekirken buna uyulmadığı görülmektedir. Belediyeler ve üniversitelerdeki müdürlük kadrolarının büyük çoğunluğuna, şube müdürlüğünden daha üst/eşit görev olarak kabul edilen özel kalem müdürlüğü, fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterliği görevlerinde bulunanların atandığı görülmektedir. Bu şekilde şube müdürlüğüne atananların tamamı önce yukarıda değinilen ve üst/eşit görev niteliğinde bulunan kadrolara atanmış ve akabinde de kısa süre sonra şube müdürlüğü kadrolarına atamaları eleştirilmiştir.
Böylelikle, kısa süreli atamalarla üst görevlere getirilen kişiler, Yönetmelik’in söz konusu istisna hükmünden yararlanılarak şube müdürlüğü kadrolarına getirilmiş, mevzuatla getirilen eşitlik ve liyakat esası göz ardı edilmiştir.
Bu tür atamalara başta belediyeler olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında sıklıkla karşılaşılmaktadır. Adeta sınavla yükselme istisna sınavsız yükselme asıl haline gelmiştir. Sınavla yapılan yükselmelerde yaşanan sıkıntılar da işin başka bir boyutunu oluşturmaktadır. Yani sözlü sınavda yaşanan sıkıntılar da işin başka bir boyutunu oluşturmaktadır.
Sayıştay’ın, hazırladığı raporlarda ve kararlarda hülle atama olarak adlandırılan görevde yükselme ve unvan değişikliği kapsamındaki kadrolara sınavsız atamaları mercek altına aldığı, bundan sonra da alacağı ve tazmine hükmedeceği anlaşılıyor. İlgililerin sıkıntıya düşmemesi için dikkatli olmaları gerekmektedir.
Mevzuatta sınavsız atamalar için açık kapı olduğu müddetçe bu kapı sürekli olarak zorlanacaktır. Nitekim yönetmelik değişikliğinden sonra da açık kapılar zorlanmaya devam edilmektedir. Şu an mahalli idarelerde sadece bazı görevler için kapıda bekleme süresi artmıştır. Ancak belediyeler dışındaki kurumlarda kapı aralıkları daha fazla olup sınavsız atamalar hız kesmeden devam etmektedir. Bu nedenle kimseyi ayıplamak doğru değildir. Önemli olan kapıları sonuna kadar kilitlemek ve şeffaflığı ön plana çıkarmaktır.
Düşünsenize bir tarafta müdürlük sınavını kazanmak için gece gündüz demeden emek harcayan ve sınav üstüne sınava girenler diğer tarafta ise tanıdık bildik marifetiyle emek harcamadan ve zahmete katlanmadan dolaylı yollarla sınavsız müdür olanlar. Artık vicdanların kaldıramayacağı bir hale dönüşen sınavsız yükselmelerin sona erme zamanı gelmelidir. Sayıştay kararları ışığında konunun tekrar masaya yatırılıp objektifliği öne çıkaran hukuki düzenlemeler yapılması gerekmektedir.”