Türk edebiyatının sevilen kadın yazarlarından olan Ayşe Kulin’nin romanları hayatımızın içinden çıkmış ve gerçekle bire bir örtüşen satırlardır onunki.. Ayşe Kulin, üretken ve usta bir kalem olmasının yanında, topumsal konulara olan ilgisi de romanlarının ana konusunu çoğu zaman oluşturmuştur. Sevdalinka romanı da bunlardan birisidir. Tarihin en kanlı ve acımasız soykırımlarından olan Bosna Savaşı’nın romanı olan Sevdalinka, yayınlandığında okurlardan yoğun ilgi gördü ve çok okundu. Romanda bir kadın gazetecinin hayatla hesaplaşmasını ele alan kitabı hatırlamanın tam sırası… 1190 yılının ilk ayları oldukça hareketleridir. Aşırı milliyetçilik sonucu Hırvatlarla Sırpların birbirlerine karşı duydukları antipati saklanamaz bir hal alır. Aynı ırktan, kim bilir belki de aynı soydan geliyorlardı. Aynı yaşlarda, aynı boylardaydılar. Aynı kadını sevmişlerdi. Ataları aynı tanrıya ayrı yollardan ulaşmak istedikleri için, biri Boşnak diğeri Hırvat’tı. Bunu kendileri seçmemişlerdi, savaşmayı ve kaderlerini de seçmedikleri gibi. Ve ambulanstaki çocuğu kurtarmanın dışında, beklentileri yoktu yarın için.
Yarınlar, kurşun, havan topu ve bombaydı, kandı. Ama her ikisi de farkına bile varmadan ‘daha güzel günleri’ bekliyorlardı. İnsanlar, değişik inançlarla ve hırslarıyla ne kadar karıştırırlarsa karıştırsınlar, kana, acıya, şiddete bulaştırsınlar, bu muhteşem dünyayı, yaşam bir umuttu sonuçta. Hiç bitmeyen bir umuttu.
Yarınlar, kurşun, havan topu ve bombaydı, kandı. Ama her ikisi de farkına bile varmadan ‘daha güzel günleri’ bekliyorlardı. İnsanlar, değişik inançlarla ve hırslarıyla ne kadar karıştırırlarsa karıştırsınlar, kana, acıya, şiddete bulaştırsınlar, bu muhteşem dünyayı, yaşam bir umuttu sonuçta. Hiç bitmeyen bir umuttu.
Dünya tarihinin en acımasız soykırımlarından Bosna’da, bir kadın gazetecinin hayatla hesaplaşması…