Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde 7 Ekim’de bir cadde üzerinde market işleten Hasan Kaçar’ın (33) eşi Sevim Kaçar (26), 11 aylık bebeği Sadrettin ile birlikte markete gelen müşteriye bakmak istedi. İddiaya göre, aynı mahallede yaşayan A.T.O., pitbull cinsi köpeği market önünde başka bir köpeğe saldırdı. Diğer köpeğin sahibi pitbull cinsi köpeği ayırıp sahibi A.T. O.’ya teslim etti. Köpek burada bir anda market içindeki bebeğe saldırdı. Sesleri duyup gelen baba Hasan Kaçar da köpeğin saldırısına uğradı. Olay sonrası köpek ve sahibi olay yerinden ayrılırken, baba Kaçar kolundan ve bacağından, bebeği de yüzü ile kulağından yaralandı. Ambulansla Akdeniz Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılarak tedavi gören baba ve bebeği, onlarca dikiş atıldıktan sonra taburcu edilip evlerine geri döndü. Aile, köpeğin sahibinden şikayetçi oldu. Köpeğin sahibi A.T.O., savcılıktaki ifadesinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
A.T.O., savcılıktaki ifadesinde, “Bu köpek sürekli evimin bahçesinde zincirle bağlıydı. Olay tarihinde işe giderken yine zincirle bağlı bırakmıştım. Eve döndüğümde köpek yoktu. Zincir yerindeydi. Bir şekilde zincirden kendini kurtarmış. Evimin yakınındaki markete giderken, birden bana ait köpek beni geçerek market önündeki başka bir köpekle boğuştuğunu gördüm. Bu köpeğin sahibi benim köpeği ayırarak bana teslim etti. O anda köpeğe hakim olamadım. Köpek elimden kurtuldu. Bende marketin önünde dolaşırken köpeğin market içerisindeki emekleyen çocuğu koklamaya başladığını gördüm. Sonrasında köpek saldırganlaştı ve çocuğu ısırdı. Daha sonra çocuğun annesi ve babasını ısırdı. Ben köpeği ayırmaya çok çalıştım ama başaramadım. Olaydan dolayı çok üzgünüm” dedi. Köpeğin sahibinin serbest kalmasına tepkili olduklarını ifade eden baba Hasan Kaçar, olay sonrası çocuğunun yüzünde iz kaldığını da belirterek, “Kalıcı bir şekilde yüzünde kalacak. Kediden dahi korkuyordu, şuan tuttuğunuz mikrofondan dahi korkuyor” dedi.
Saldıran köpeğin kesinlikle pitbull cinsi köpek olduğunu vurgulayan Kaçar, olay anında karşı tarafın köpeği bıraktığını ileri sürdü. Kaçar, “Köpekle beraber marketin içerisine girmeye çalıştı ve ‘Zarar vermez, uysaldır benim köpeğim’ dedi. İkaz ettim markete girmemesi için. Kapının önünde serbest bıraktı. Bırakır bırakmaz bebeğin üzerine atladı. Arkasından koşup yetişemedik. Akabinde yüzünü ısırdı. Boynundan tuttuğumda da bana saldırdı. Karşı taraf bu iddiaları yalanlıyor. Kolumu ısırınca ben köpeğin kafasına şişe vurdum. O da ‘köpeğime vurmayın’ diyordu” ifadelerini kullandı. Oğlunun köpeğin saldırması sonrası başka çocukların da bu gibi saldırılardan canının yandığını anımsatan anne Sevim Kaçar ise, “Hayvansever adı altındaki bazı kişilerden, yok pitbull değil, kırma gibi sözler duyduk. Mevzu o değil. Cinsi hangisi olursa olsun, bir çocuğun canı yandı. Benim çocuğum şuanda parka gidince itici bir bakış oluyor çevreden. 1 yaşındaki bir çocuk anne ve baba cümlesini öğrenmeden önce ‘acıyor’ kelimesini öğrendi. Biz de hayvanseveriz. Bu olaydan önce evimde 4 farklı cinsten köpek vardı. Ama şuanda yavru kediden, kuşlardan dahi olsa korkuyor. Diğer olaylarda hepsinin cezası verildi, ben Sadrettin’in göz ardı edilmesini istemiyorum” diye konuştu. Oğlunun yüzündeki izin geçmesini istediğini ancak tedavi masraflarının kendilerini çok zorladığını aktaran Kaçar, “Çok yüksek meblağlarda tekliflerde bulundular. Şuan ki süreçte mecburiyetten dolayı ileri tarihe atmak zorunda kaldık. Süre ilerledikçe yara iyileşiyor, dokular oturdukça bu sefer ameliyatı zor olacak. Tekrar tekrar ameliyata girmesini istemiyoruz” dedi. Anne Kaçar, ileride oğlunun yüzündeki izle ilgili soru sorunca cevap vermekte zorlanacağını da sözlerine ekleyip, “Onun sorduğu soruları cevaplayamayacağım. O kişinin tasmasıyla bırakmasıyla olan bir şey bu. Sadrettin iki gün sonra ‘anne neden?’ diye sorduğunda ‘oğlum suyu vermedim, adam köpeğe ısırttırdı’ dersem, çok saçma bir cevap olacak” dedi. Ailenin avukatlığını yapan Antalya Barosu’na kayıtlı Avukat Abbas Doğan, yaşanılanların gerçekten üzücü olduğuna dikkat çekti. Hukuki sürecin halen devam ettiğini belirten Doğan, “Hukuki süreçte de, bu eylemden kaynaklanan menfi zararları ve çocuğun yüzünde kalan kalıcı izin kaldırılması, iyileşmesi ve tedavi sürecinde manevi ve maddi tazminat açacağız. Maalesef karşı taraf adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Kişinin bu eylemi taksirle işlemiş olduğuna dair vermiş olduğu beyan, bizim bu hukuki sürece soruşturma aşamasından katılamamış olmamızdan kaynaklı. Çocuğu ile ilgilenen aileden apar topar siz ifade istediğiniz zaman, zaten canının derdinde olan kişilerin bu sürece etkin olarak katılamamaları ve baro tarafından bir avukat görevlendirilmemesinin kişinin adli kontrol şartıyla serbest kalmasında çok büyük etken olduğunu düşünüyoruz. Kanundaki alt ve üst sınıf suça dikkat edilmeden kamu vicdani için, kişinin en azından ilk celseye kadar ailenin içindeki yangını, üzüntüyü giderme amacıyla tutuklu kalması, kanunun ruhuna uygun olacaktır diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
A.T.O., savcılıktaki ifadesinde, “Bu köpek sürekli evimin bahçesinde zincirle bağlıydı. Olay tarihinde işe giderken yine zincirle bağlı bırakmıştım. Eve döndüğümde köpek yoktu. Zincir yerindeydi. Bir şekilde zincirden kendini kurtarmış. Evimin yakınındaki markete giderken, birden bana ait köpek beni geçerek market önündeki başka bir köpekle boğuştuğunu gördüm. Bu köpeğin sahibi benim köpeği ayırarak bana teslim etti. O anda köpeğe hakim olamadım. Köpek elimden kurtuldu. Bende marketin önünde dolaşırken köpeğin market içerisindeki emekleyen çocuğu koklamaya başladığını gördüm. Sonrasında köpek saldırganlaştı ve çocuğu ısırdı. Daha sonra çocuğun annesi ve babasını ısırdı. Ben köpeği ayırmaya çok çalıştım ama başaramadım. Olaydan dolayı çok üzgünüm” dedi. Köpeğin sahibinin serbest kalmasına tepkili olduklarını ifade eden baba Hasan Kaçar, olay sonrası çocuğunun yüzünde iz kaldığını da belirterek, “Kalıcı bir şekilde yüzünde kalacak. Kediden dahi korkuyordu, şuan tuttuğunuz mikrofondan dahi korkuyor” dedi.
Saldıran köpeğin kesinlikle pitbull cinsi köpek olduğunu vurgulayan Kaçar, olay anında karşı tarafın köpeği bıraktığını ileri sürdü. Kaçar, “Köpekle beraber marketin içerisine girmeye çalıştı ve ‘Zarar vermez, uysaldır benim köpeğim’ dedi. İkaz ettim markete girmemesi için. Kapının önünde serbest bıraktı. Bırakır bırakmaz bebeğin üzerine atladı. Arkasından koşup yetişemedik. Akabinde yüzünü ısırdı. Boynundan tuttuğumda da bana saldırdı. Karşı taraf bu iddiaları yalanlıyor. Kolumu ısırınca ben köpeğin kafasına şişe vurdum. O da ‘köpeğime vurmayın’ diyordu” ifadelerini kullandı. Oğlunun köpeğin saldırması sonrası başka çocukların da bu gibi saldırılardan canının yandığını anımsatan anne Sevim Kaçar ise, “Hayvansever adı altındaki bazı kişilerden, yok pitbull değil, kırma gibi sözler duyduk. Mevzu o değil. Cinsi hangisi olursa olsun, bir çocuğun canı yandı. Benim çocuğum şuanda parka gidince itici bir bakış oluyor çevreden. 1 yaşındaki bir çocuk anne ve baba cümlesini öğrenmeden önce ‘acıyor’ kelimesini öğrendi. Biz de hayvanseveriz. Bu olaydan önce evimde 4 farklı cinsten köpek vardı. Ama şuanda yavru kediden, kuşlardan dahi olsa korkuyor. Diğer olaylarda hepsinin cezası verildi, ben Sadrettin’in göz ardı edilmesini istemiyorum” diye konuştu. Oğlunun yüzündeki izin geçmesini istediğini ancak tedavi masraflarının kendilerini çok zorladığını aktaran Kaçar, “Çok yüksek meblağlarda tekliflerde bulundular. Şuan ki süreçte mecburiyetten dolayı ileri tarihe atmak zorunda kaldık. Süre ilerledikçe yara iyileşiyor, dokular oturdukça bu sefer ameliyatı zor olacak. Tekrar tekrar ameliyata girmesini istemiyoruz” dedi. Anne Kaçar, ileride oğlunun yüzündeki izle ilgili soru sorunca cevap vermekte zorlanacağını da sözlerine ekleyip, “Onun sorduğu soruları cevaplayamayacağım. O kişinin tasmasıyla bırakmasıyla olan bir şey bu. Sadrettin iki gün sonra ‘anne neden?’ diye sorduğunda ‘oğlum suyu vermedim, adam köpeğe ısırttırdı’ dersem, çok saçma bir cevap olacak” dedi. Ailenin avukatlığını yapan Antalya Barosu’na kayıtlı Avukat Abbas Doğan, yaşanılanların gerçekten üzücü olduğuna dikkat çekti. Hukuki sürecin halen devam ettiğini belirten Doğan, “Hukuki süreçte de, bu eylemden kaynaklanan menfi zararları ve çocuğun yüzünde kalan kalıcı izin kaldırılması, iyileşmesi ve tedavi sürecinde manevi ve maddi tazminat açacağız. Maalesef karşı taraf adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Kişinin bu eylemi taksirle işlemiş olduğuna dair vermiş olduğu beyan, bizim bu hukuki sürece soruşturma aşamasından katılamamış olmamızdan kaynaklı. Çocuğu ile ilgilenen aileden apar topar siz ifade istediğiniz zaman, zaten canının derdinde olan kişilerin bu sürece etkin olarak katılamamaları ve baro tarafından bir avukat görevlendirilmemesinin kişinin adli kontrol şartıyla serbest kalmasında çok büyük etken olduğunu düşünüyoruz. Kanundaki alt ve üst sınıf suça dikkat edilmeden kamu vicdani için, kişinin en azından ilk celseye kadar ailenin içindeki yangını, üzüntüyü giderme amacıyla tutuklu kalması, kanunun ruhuna uygun olacaktır diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.