Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM Genel Kurulu’ndaki yeni yasama yılı açılış konuşmasına, İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik hücumlarına ait iletileri damga vurdu. 42 dakika süren konuşmasında, yeni anayasa, adalet, iktisat, enflasyonla gayret, Meclis’te işbirliği bahis başlıklarına da değinen Erdoğan, özetle şunları söyledi:
HİTLER ÖZENTİSİ NETANYAHU: İsrail, bir yandan Gazze’de soykırım, bir yandan Lübnan’a terör taarruzları yaparken, tıpkı anda bölge ülkelerini de kendi ateşine çekmek için her yola başvuruyor, her türlü provokasyonu deniyor. İsrail devleti, Netanyahu isimli bir Hitler özentisinin yönetiminde, yalnızca son 51 haftada, insanlığa karşı tüm cürümleri pervasızca işlemiştir. Gazze, büyük bir ‘imha kampına’ dönüşmüştür.
UTANÇ VESİKASI: Ne yaparsa yapsın kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa, Netanyahu da tıpkı formda durdurulacak. Lakin, yalnızca İsrail’in değil, bugün Batıdakiler başta olmak üzere devletlerin alnına yapışan o kara leke asırlar boyunca unutulmayacak. Bilhassa İslam dünyasının, halkları Müslüman olan yöneticilerin, İsrail’in terörüne sessiz kalmaları, bir utanç vesikası olarak asırlarca silinmeden kalacak. İsrail soykırımı başlayalı 360 gün oldu. Bu süreçte ne milletlerarası kuruluşlar, ne insan hakları örgütleri, ne de 2 milyar Müslümanı temsil eden devletler, bir ortaya gelip, bir ortak reaksiyon göstermedi.
ANADOLU’YU İÇİNE ALAN ‘HAM HAYAL’: ‘Vaat edilmiş topraklar’ hezeyanıyla hareket eden İsrail idaresinin, büsbütün dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Türkiye içindeki kimi İsrail dostlarının, birtakım Siyonist severlerin, istekli yahut paralı Siyonizm propagandası yapan aparatların anlamadığı işte budur. Birileri ısrarla görmek istemese de Netanyahu hükümeti, Anadolu’yu da içine alan bir ham hayal kurmakta, ütopya peşinde koşmakta, bu niyetlerini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir.
İŞGAL YANI BAŞIMIZDA: Hatay’ın Yayladağı ilçesindeki Suriye hududundan, Lübnan hududu, karayoluyla 170 kilometredir ve Türkiye Lübnan’a otomobille yalnızca 2,5 saat uzaklıktadır. Antakya ile Gazze ortası, Ankara ile Aydın ortası kadardır. Yani işgal, terör, saldırganlık çabucak yanı başımızdadır. ‘Türkiye İsrail’in yanında dursun, bu işlere karışmasın, tarafsız olsun’ diyenlere, bilhassa ‘Hamas bir terör örgütüdür’ diyenlere sesleniyorum. Karşımızda kandan beslenen, işgalle semiren bir ‘katil sürüsü’, tüm bölgeyi ateşe atmaya niyetli, gözü dönmüş bir işgal şebekesi var. Karşımızda yalnızca Müslümanlara değil, Museviler ortasında dahi ayrım yapan ırkçı bir ‘Apartheid’ rejimi var. Yanı başınızda çocuklar katledilirken, yanı başınızda uçaklardan sivil halk üzerine bombalar yağarken, sessiz, reaksiyonsuz, hatta tarafsız kalmak, suça ortak olmaktır.
BEDELİ NE OLURSA OLSUN: 360 gündür üç maymunu oynayanlara bir kere daha soruyorum: Filistin, Lübnan inançta değilse, kendinizin inançta olabileceğine hakikaten inanıyor musunuz? İsrail saldırganlığı, her fütursuz açıklamayla görüyoruz ki, Türkiye’yi de içine almaktadır. Vatanımız, milletimiz, bağımsızlığımız için, bu saldırganlığa, bu devlet terörüne, elimizdeki her imkanla karşı durmayı sürdüreceğiz. Bedeli her ne olursa olsun, Türkiye, İsrail’in karşısında durmaya, dünyayı da bu onurlu duruşa çağırmaya devam edecektir.
‘İç cepheyi sağlam tutuyoruz’
ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRİYORUZ: İsrail yalnızca Gazze’ye değil, Batı Şeria’ya, İran’a, Yemen’e, Suriye’ye de saldırıyor; Mısır’la yapılan mutabakatları alenen ihlal ediyor. Mısır’la, Irak’la giderek güçlenen ilgilerimizin, Suriye’yle artan diyalog arayışımızın, bu bağlam içinde okunmasını tavsiye ediyorum. Türk Dünyası’yla ve Türk Devletleri Teşkilatı’yla bağlarımızı tekrar bu anlayışla daima tahkim ediyoruz. Savunma sanayiinde, güvenlikte, terörle çabada ve dış siyasette stratejik ataklarla ülkemizin caydırıcılığını güçlendiriyoruz. Fitne teşebbüsleri karşısında 85 milyon olarak ‘iç cephemizi’ sağlam tutmaya çaba ediyoruz. Şunun artık idrak edilmesi muhtaçlıktan öte bir zarurettir: Bugün, İsrail saldırganlığı karşısında, içeride ve dışarıda çatışma alanlarının değil, uzlaşma alanlarının öne çıkması gerekiyor.
‘Gazze ile Lübnan’ın savunması tıpkı olmayacak’
İSRAİL’E ‘KARA HAREKATI’ UYARISI: İsrail’i de buradan çok net halde uyarıyorum: Lübnan’a kara harekatının sonuçları, geçmişteki işgallerine benzemeyecektir. Savunmasız, izole, bütün dünyadan yalıtılmış bir Gazze savunması ile Lübnan’ın savunması tıpkı olmayacaktır. BM başta olmak üzere, tüm devlet ve milletlerarası kuruluşlar, daha fazla vakit kaybetmeden, daha fazla bayan, çocuk ölmeden İsrail’i durdurmalıdır. İslam Dünyası, birebir halde vatan savunmasında kesinlikle Lübnan halkı ve hükümetinin yanında olmalıdır. Biz, Türkiye ve Türk Milleti olarak, bu sıkıntı günlerinde Lübnanlı kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacak, tüm imkanlarımızla kendilerini destekleyeceğiz.
Anayasa çağrısı
HER TEKLİFİ KIYMETLENDİRİRİZ: Bu meclis, Cumhuriyet tarihimizin en kuşatıcı anayasasını yapma deneyimine, bilgisine ve kudretine ziyadesiyle haizdir. 82 Anayasası’nın miadı artık dolmuştur. Yeni anayasanın hazırlık sürecinde her türlü fikre hürmet duyar, her kanıyı ilgiyle dinleriz, her yapan teklifi hayırhahlıkla kıymetlendiririz. Yeni anayasanın kutuplaştırıcı değil uzlaştırıcı, ayrıştırıcı değil birleştirici, yasakçı değil özgürlükçü olması; farklılıklarda değil ortak noktalarda buluşturması temel ve sarsılmaz unsurumuzdur. Bugün bir kere daha tüm partileri ve milletvekillerini, toplumumuzun tüm bölümlerini, Türk demokrasisini yeni ve sivil bir anayasa ile taçlandırma çabamıza omuz vermeye davet ediyorum.