Diyarbakır’da 6 Şubat sarsıntılarında 100 şahsa mezar olan Hisami Apartmanı’yla ilgili davada müteahhit ve arsa sahibi tutuklu 4 sanığın yargılanmasına devam edildi. Müteahhit binayı sağlam yaptığını, kolon kesme tezlerini duyduğunu ileri sürdü. Mahkeme eksper raporuna nazaran, kolon kesildiğine dair bir tespit yapılamadığını, lakin binanın kalitesiz gereç ile personellik ve uygulama yanılgılarından ötürü yıkıldığı gerekçesiyle 4 sanığı “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin vefatına ve yaralanmasına neden olmak” kabahatinden 17 yıl 6’şar ay mahpusla cezalandırdı. 1 sanık sıhhat meseleleri nedeniyle tahliye edildi. 3 sanığın ise hükmen tutukluluk halinin devamına karar verildi.
İNŞAATI NE VAKİT YAPTIĞINI HATIRLAMIYOR
Diyarbakır’ın merkez Bağlar İlçesinde 6 Şubat sarsıntılarında yerle bir olan Hisami apartmanıyla ilgili dava Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu müteahhitler Mehmet Ali Korkut, Mehmet Meşe ile arsa sahipleri Nurettin Özcan ve Ahmet Özcan katıldı. Müteahhit Mehmet Ali Korkut, sanık Mehmet Meşe ile binayı ortak inşa ettiklerini belirterek, 5 Nisan 1993 kriziyle inşaatı ekonomik nedenlerden ötürü yarım bıraktıklarını söyledi.
Ekonomik krizden kaynaklı iflas ettikten sonra ortağı Mehmet’in kendisine hak sahiplerinin isim listesini verdiğini söz eden Korkut, 30 yıl evvel inşa edilen ve yıkılan binanın bugüne kadar önünden bile geçmediğini söz etti. Ortağı Mehmet Meşe’nin iflas etmesiyle yalnız kaldığını söz eden Korkut, Hisami Apartmanı’nın kaba inşaatının bitirildiğini, lakin ortağının işi yarım bırakmasıyla hak sahiplerinin kendisini muhatap kabul etmediklerini söyledi.
Binanın üretim kademesinde yer almadığını, kar gayeli maddi dayanakta bulunduğunu belirten müteahhit Korkut, binanın temel ve yerine daima yağmur suyu dolduğunu, buna dair söylentiler olmasına karşın insanların oturmaya devam ettiğini, binanın inşaatına ne vakit başladıklarını, ne vakit bitirdiklerini dahi hatırlamadığını belirterek tahliyesini istedi.
KOLON KESİLDİ DEDİ FAKAT EKSPER RAPORUNDA BİNA ÇÜRÜK
Müteahhit Mehmet Meşe ise inşaatı Mehmet Ali Korkut ile bir arada yaptıklarını belirterek, ekonomik kriz nedeniyle iflas edip binanın inşaatını tamamlanmadan hak sahiplerine teslim ettiklerini belirterek, “Zemin katta sonradan tadilat yapılmış. Kolon kesildiğine dair duyumlarım oldu. İnşaatın 8 kat olduğunu hatırlıyorum. 8 kata bodrum dahil değil fakat yer dahildi. İnşaat 3 yıl sürdü.
Yıkılan bu binadan evvel de iki başka bina yaptım ve tıpkı gereçleri kullandım. Fakat o binalara hiçbir şey olmadı. Bu niçin yıkıldı, bende anlamadım” dedi.
İKİSİ DE İNŞAATI YARIM BIRAKIP KAÇTI
Arsa sahibi Ahmet Özcan da binanın inşaatına başlanıldığını, lakin müteahhit firmanın bir mühlet sonra inşaatı tamamlayamadan kaçtığını ve kat maliklerinin kendi imkanlarıyla binayı tamamlamak zorunda kaldıklarını söyledi. Kardeşi Nurettin Özcan ile rastgele bir paydaşlığı olmadığını vurgulayan Ahmet Özcan, müteahhit Mehmet Ali Korkut ile öbür müteahhidin inşaatı yarım bırakıp kaçtıklarında binanın kaba inşaatının bitmiş halde olduğunu, yarım bırakılan kapı ve pencere üzere ince işçilikleri kendilerinin tamamladığını belirterek, “Bina 36 daireden oluşuyordu. Bunlardan 8’i kardeşim Nurettin’e aitti, ben kardeşime ilişkin olan dairelerin kapı ve pencerelerini taktırdım. Geri kalanları daire satın alan bina sakinleri kendi imkânlarıyla tamamladı. İskân ruhsatı alınıp alınmadığı konusunda bilgim yoktur” diye konuştu.
ASLİ KUSURLU ÇIKTILAR
Mahkeme, İzmir 9 Eylül Üniversitesinden alınan 6 kişilik eksper raporunda, binada kolon kesildiğine dair bir bulgu yahut tespit bulunmadığını, lakin birebir rapora nazaran binanın kalite standartlarının çok altında makus materyal, personellik ve uygulama yanılgıları ile betonun da mevcut olması gereken standardın çok altında olması nedeniyle yıkıldığına dikkat çekti.
Mahkeme, alınan uzman raporu doğrultusunda sanıkların asli kusurlu oldukları tarafında tam bir vicdani kanaat oluşması nedeniyle sanıkları “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin vefatına ve yaralanmasına neden olmak” kabahatinden 14 yıl mahpusla cezalandırdı, akabinde 100 kişinin ölmesi nedeniyle cezayı 21 yıla çıkardı. Sanıkların duruşmalardaki yeterli hali nedeniyle sonuç cezaları 17 yıl 6’şar aya indirildi. Mahkeme, sanık müteahhit Mehmet Meşe’yi sıhhat problemleri nedeniyle tahliye etti. Başka 3 sanığın ise hükmen tutukluluk halinin devamına karar verdi.